Temaları tarihe ev sahipliği yapmak olan müze konseptli oteller, tarihi dokuyu koruyarak, geçmişle bugünün harmanlandığı modernliği bir araya getiren özel bir mimari ve iç dekorasyonla tasarlanıyorlar. Konuklarına geçmişle bugün arasında bir köprü kurarak özel bir deneyim yaşatıyor, içinde kültürel bir mirasın canlandığı tarihi bir yapı olarak misafirlerini ağırlıyorlar.
Bünyelerinde bolca hikaye barındıran müze konseptli oteller, konukların yüzyıllar arasında yolculuk yapabildiği, insanlık tarihinin dününe, bugününe ve yarınına ışık tutan, konaklayan misafirlerine bambaşka deneyimler yaşatan oteller olarak sektörde kendilerine ayrıcalıklı bir yer buluyorlar. Temaları tarihe ev sahipliği yapmak olan müze konseptli oteller, tarihi dokuyu koruyarak, geçmişle bugünün harmanlandığı modernliği bir araya getiren özel bir mimari ve iç dekorasyonla tasarlanıyorlar. Taşınmayacak büyüklükteki eserleri yerinde koruyarak, büyük objeleri açık alanlarında, küçük objeleri ise cam vitrinlerde sergiliyorlar. Otelin mimarisinde hiçbir tarihi esere ya da dokuya müdahale etmeden dünle bugün arasında tarih köprüsü kuruyorlar. İç dekorasyonlarında tarihi eserlere, zemin mozaiğine, tarihi duvarlara, antika ve sanat eserlerine yer veren tesisler, içinde kültürel bir mirasın canlandığı tarihi bir yapı olarak misafirlerini ağırlıyorlar. Sektör profesyonelleri yurt içinden konukların yanı sıra yurt dışından ağırlıklı olarak Avrupa Ülkeleri, Kuzey Afrika, Latin Amerika, ABD, Avustralya, Uzak Doğu, Rusya ve kısmen Orta Doğu’dan misafir ağırladıklarını belirtiyorlar. Müze konseptli otellerimiz, turistik alanlara yakınlığı, ulaşım kolaylığı sağlayan lokasyonlarıyla, misafirlerine şehri keşfetme konusunda da büyük bir avantaj sunuyorlar.
“Müze konseptli bir otel olmak, birçok ziyaretçi getiriyor. Çoğu sadece merak ettikleri için gelen ziyaretçiler ancak değer vererek gelenlerin sayısının da azımsanmayacak sayıda ve bunun getirisi de büyük”
Sahip oldukları konseptin avantajları hakkında sektör temsilcileri, özellikle yabancı ülkelerden gelen misafirlerin, tarihi esere sahip bir otelde kalmaktan mutlu olduklarını belirtiyorlar. Geldiklerinde mutlaka tarihi eseri ziyaret ettiklerini, bu ortamda aktivite yapmanın yabancılar için her zaman bir tercih sebebi olduğunu belirtiyorlar. Müze konseptli bir otel olmanın kendilerine birçok ziyaretçi getirdiğini, çoğunun sadece merak ettikleri için gelen ziyaretçiler olduğunu ancak değer vererek gelenlerin sayısının da azımsanmayacak sayıda olduğunu ve bunun getirisinin de büyük olduğunu ifade ediyorlar. Ayrıca otele gelen misafirlerin, tarihi eserler hakkında ön bilgi sahibi olup, daha sonrasında diğer tarihi yerlerini gezmeye gittiğini açıklıyorlar.
Tarihi eserleri merak için gelen ziyaretçiler, güvenlik açısından oldukça dikkat gerektirirken, kalan misafirlere evlerinde gibi rahat hissettirmek oldukça hassas ve çok zor bir dengedir
Sektörde yaşadıkları sorunlara değinen temsilciler, mimari açıdan yapılarının eski ve tarihi bir bina olabilmesi sebebiyle deformasyonların çok daha fazla olduğunu ve bu durumun anında müdahale gerektirdiğini belirtiyorlar. Ziyaretçiler açısından farklı bir durum olduğuna dikkat çekerek, merak için gelen ziyaretçilerin, güvenlik açısından oldukça dikkat gerektirdiğini, her yer antika ve sanat eserleriyle dolu olduğundan, bu eşyaları korumanın ayrı bir özen istediğini açıklıyorlar. Ayrıca, bir otel oldukları için misafirlerini evlerinde gibi rahat hissettirmek ve oteli özgürce deneyimlemek isteklerini yerine getirmek zorunda olduklarını ifade ediyorlar. Bu durumun bazen sosyal medya kullanıcıları tarafından göz ardı edilebildiğini, oldukça hassas bir dengenin söz konusu olduğunu ve iki tarafı da kırmadan durumu yönetmenin inanılmaz zor olduğunu vurguluyorlar. Ziyaretçi olarak gelen misafirlerden otelde kalan misafirlerin rahatsız olmaması için ekstra çözüm yollarına gittiklerini söylüyorlar.
Tanıtım konusu, her zaman eksik kalan ve bir türlü doğru yapılamayan bir durum. Bu ancak tüm sektörün birlikte bir politika oluşturması ile hayata geçirilebilir
Genel anlamıyla ülkemizde müze konseptli otellere hak ettiği değerin verilmediği yönünde görüş bildiren sektör profesyonelleri, aslında bu bilincin çok küçük yaşlarda eğitimle verilmesi, tarihe ilgi ile müzeciliğin ilgi çekici hale getirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Tanıtım konusunun ise her zaman eksik kalan ve bir türlü doğru yapılamayan bir durum olduğuna, bunun tüm sektörün birlikte bir politika oluşturması ile hayata geçirilmesi gerektiğine dair görüş bildiriyorlar. Devletten beklenen destekleri, Tanıtım ve Pazarlama, Finansal Destek, Kültürel Mirasın Korunması ve Restorasyonu, Eğitim ve Danışmanlık, Yasal Düzenlemeler olarak açıklıyorlar. Müze konseptli otellerin hem yurt içinde hem de yurt dışında etkin bir şekilde tanıtılması için devlet tarafından tanıtım kampanyaları düzenlenmesini istiyorlar.
Turizm Proje Dergisi