İklimlendirme alanında faaliyet gösteren firmalar, teknolojiyi, yeniliği ve sürdürülebilirliği bir araya getirerek, ısıtma sistemleri, soğutma sistemleri, havalandırma sistemleri, sıcak su çözümleri, hava perdesi, nem alma ve nem verme cihazları, korozyon önleyici kaplama sistemleri gibi geniş bir portföyde, kaliteli, uzun ömürlü, çevre dostu ürünleriyle turizm sektörüne, üst segment hizmet anlayışıyla çözüm ortağı oluyorlar
Turizm sektörünün, konfor ve verimlilik açısından yüksek standartlara sahip çözümler gerektiren, geniş ürün yelpazesi ve verimliliğin yanı sıra estetik görünümün de önem kazandığı dinamik bir pazar olduğunu belirten sektör profesyonelleri, oluşan konsept ve yapıların canlılığı nedeniyle sadece sezonluk değil 365 gün iklimlendirmeye ihtiyaç duyduğunu ifade ediyorlar. Alanda faaliyet gösteren firmalar, split klimalardan profesyonel klimalara, VRF sistemlerden, otellerdeki kullanım sıcak suyu, havuz ısıtma, havuz nem alma santrali, hava perdeleri, ısı pompalarından, HVAC sistemlerinde korozyon önleyici kaplama teknolojisi gibi iklimlendirme anlamında ihtiyaç duyulan tüm ekipmanları, turizm sektörüne, endüstriyel konfor çözümleri olarak en iyi malzeme, kaliteli işçilik ve uluslararası standartları bir araya getirerek sunuyorlar.
Bugün binalarda kullanılan iklimlendirme sistemlerinin enerji tüketiminin, toplam enerji tüketimindeki oranı oldukça önemli. Otellerde toplam enerjinin yüzde 70’i, ofislerde ise yüzde 50’si HVAC cihazları tarafından harcanıyor
İklimlendirme ve havalandırma sektörünün, çevre ile doğrudan etkileşim içinde olan bir sektör olduğu için sürdürülebilirliğe büyük önem veren sektörler arasında yerini aldığını belirten sektör temsilcileri bu bağlamda, enerji verimliliği, iç hava kalitesi ve karbon ayak izi gibi konulara odaklandıklarını, her süreçte sürdürülebilirlik değerlerini göz önüne aldıklarını ve bu bazda özel bir planlama yaptıklarını ifade ediyorlar. Ar-Ge süreçlerini sürdürülebilirlik odağında şekillendirerek, yüksek enerji verimliliği ve maksimum su tasarrufu sağlayan ürünler, küresel ısınma katsayısını azaltan yenilikçi teknolojiler sunuyorlar. Son yıllarda artan bilinç düzeyi ile birçok projede enerji verimliliği yüksek ürünlerin tercih edilme oranlarının arttığını gözlemlediklerini, HVAC sistemleri arasında yer alan tüm ürün portföylerinde enerji verimliliği yüksek cihazları projelerde kullandıklarını, VRF sistemlerinin, diğer klima gruplarına göre önemli oranda tasarruf sağladığını açıklıyorlar. Özellikle çevreye duyarlı poliüretan bazlı ve alüminyum pigmentler içeren kaplama teknolojisi ile cihazların ömürlerini 3 kata kadar uzatarak, otellerin iklimlendirme sistemlerinden kaynaklı enerji tüketim maliyetlerinin yüzde 15’e yakın düşmesini sağladıklarını belirtiyorlar.
Sektör profesyonelleri otellerin iklimlendirme ürünleri tercih ederken göz önünde bulundurmaları gereken kriterlere dikkat çekiyorlar:
Projeye Uygunluk: Ürünlerin tercih sürecinde, otellerin projesinin ve ihtiyaçlarının iyi analiz edilmesi oldukça önemlidir. Oda sayısını, doluluk oranlarını ve herhangi bir özel gereksinimi veya tercihi göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Enerji Verimliliği: Yüksek enerji verimliliğine sahip sistemler hem maliyetleri düşürür hem de çevresel etkileri minimize eder. Enerji verimliliği sertifikalarına sahip ürünler tercih edilerek, yüksek performans ve enerji tasarrufu sağlanabilir.
Yatırımın Geri Dönüş Süresi: Başlangıç maliyetleri ve uzun vadeli enerji tasarrufları göz önünde bulundurularak, yatırımın geri dönüş süresi hesaplanmalıdır. Uzun vadede maliyet etkinliği sağlayan ürünler seçilmelidir.
Bakım ve Onarım Süreçleri: İklimlendirme sistemlerine düzenli bakım uygulanması hem sağlık hem de verimlilik açısından hayati önem taşır. Sistemlerin bakım ve onarım süreçlerinin kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilir olması da önemlidir. Bu, otel işletmesinin operasyonel verimliliğini artırır ve sistemlerin uzun ömürlü olmasını sağlar.
Misafirlerin Konforu: İklimlendirme sistemlerinin, odaların sıcaklık kontrolünü hassas bir şekilde yapabilmesi ve misafirlere rahat bir ortam sunabilmesi gerekir. Misafirlerden iyi yorumlar almak ve misafir aidiyeti sağlamak için doğru iklimlendirme üniteleri önemlidir.
Gürültü Seviyesi: Gürültü seviyesinin düşük olması, sessiz çalışan sistemler tercih edilmesi, misafirlerin rahat bir uyku ve dinlenme deneyimi yaşamasına katkıda bulunur.
İç Hava Kalitesi: Havadaki toz, polen ve diğer alerjenleri filtreleyerek daha temiz bir hava sağlamalıdır.
Modern kontrol sistemleri: Modern kontrol sistemleri, örneğin akıllı kontrol panelleri ve mobil uygulamalar, iklimlendirme ürünlerinin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar ve kullanım kolaylığı sunar.
Çevresel Etkiler: Çevresel etkiler açısından, çevre dostu ürünlerin tercih edilmesi, düşük karbon ayak izi ve çevreye duyarlı soğutucu akışkanlar kullanımı gibi faktörler otelin çevresel sorumluluğunu destekler.
Otellerin, seçecekleri iklimlendirme ürünlerinde bununla birlikte bölgesel iklim koşulları, ürünün kalitesi, dayanıklılığı, kullanım ömrü, kullanılan cihazların birbiriyle uyum sağlayabilmesi, bütüncül çözümler sunan bir marka ile çalışılması, esnek çözümler sağlanabilmesi, servis desteği de göz ardı edilmemesi gereken diğer önemli kriterler arasında yerini alıyor. Muhtemel arıza durumuna karşın ise belirli oranda ürünlerin yedek parçalarının daha önceden temin edilmesi, anlık sorunlara karşı hızlı çözüm sunabilmektedir.
Kaynakların azalması, kuraklık tehdidi, sera gazı emisyonları gibi faktörler iklimlendirme sektöründe sürdürülebilirlik temelli bir değişimi zorunlu kılıyor. Yeşil dönüşümü benimseyen ve sürdürülebilirlik çalışmalarına, enerji verimliliğine önem verenlerin ancak varlıklarını devam ettirebilecekleri bir süreçteyiz
Son dönemde “Binalarda Enerji Verimliliği Kanunu” ve ilgili yönetmeliklerle birlikte enerjinin etkin kullanımı yönünde önemli gelişmeler kaydedildiğini belirten sektör temsilcileri, mimariden başlayarak binanın doğru yöne bakıp, doğru bileşenler ile tasarlanması ve daha az enerjiye ihtiyaç duyacak şekilde projelendirilmesi, daha sonra iklimlendirme için bir sistem kurgulanması ve bunun bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Sadece yüksek verimli bir klima cihazı seçilmesinin, tek başına maalesef ki yeterli olmadığını; bu cihaz ile çalışacak pompa, tesisat, izolasyon ve otomasyonun da cihaz verimliliğini koruyacak, hatta artıracak bir yapı oluşturulması gerektiğine dikkat çekiyor. Önümüzdeki dönemde devletin, istikrarlı olarak, çevreci ve sürdürülebilir bu yatırımlara daha fazla destek olması ile ülkemizde enerji verimliliğinin çok yüksek seviyelere çıkabileceği belirtiliyor. Sektörün en önemli sorunlarından biri olarak kalifiye işgücü eksikliğine vurgu yapan sektör profesyonelleri, üretim ve teknik servis anlamında eğitimli ara kademe insan gücünün hala yeterli noktada olmadığını açıklıyor. Bu bağlamda devlet, özel sektör ve STK’larla ortak bir platform üzerinden sorunun çözümlenmesi ve bu konuda devletin yatırım yapmasını talep ediyorlar. Sektörün sorunları olarak, HVAC sektörüne yönelik farkındalık sağlanamaması, eğitim kalitesi, yetersiz mühendislik bilinci, yetersiz denetim ve standardizasyon, Ar-Ge ve inovasyon eksikliği, yoğun rekabet, teknolojik değişimler ve hızla gelişen müşteri ihtiyaçları gibi sorunları gösteriyorlar. Sektörün; enflasyonist ortamın yarattığı yüksek maliyet artışları ile karşı karşıya olduğunu ve hammadde fiyatları artışa devam ederken bitmiş ürünün fiyatını etkilediğini belirtiyorlar. Sektörde ürün tercih edilirken sezonun en pik zamanında tercih edilmesinin hem tedarik hem de servis süreçleri açısından sorun yarattığını, fiyat odaklı ürün tercihinin ise ilk zamanlar avantaj gibi gözükse de ilerleyen dönemler zarar olarak döndüğünü ve ek maliyetler çıkardığını açıklıyorlar. Bu bağlamında öncelikle otel projelerinde enerji verimliliği standartlarının iyileştirilmesi, mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılarak kaliteli personel sayısının artırılması, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, özel sektördeki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının desteklenerek artırılması, son olarak da yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı çevre dostu teknolojilere yönelik teşvik ve desteklerin çoğaltılmasının, bu sorunların çözümünde rol oynayabileceğini ifade ediyorlar. Sektör profesyonelleri, sürdürülebilirliği odak noktalarına alarak, Ar-Ge çalışmalarına daha fazla yatırım yaparak, pazar paylarını artırmayı, turizm sektöründe otellerin kapsamlı ürün ihtiyaçlarına nitelikli çözümler üretmeye devam etmeyi hedefliyorlar.