İtalya'da turizm sektörü, ülkenin toplam GSYH'sinin yaklaşık yüzde 6'sını oluşturduğundan, plaj kulüpleri İtalya ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi bulunuyor.
İtalya'da plaj kulübü işletmecilerine verilen imtiyazlar ve bunları düzenleyen ulusal bir yasanın olmaması tartışılıyor.
İtalya'da "lidos" olarak adlandırılan plaj kulübü işletmecileri, şezlong ve şemsiye kiralayan işletmelerden sahil kenarında restoran ve bar işletmelere kadar çeşitlilik gösteriyor.
2006 yılında kabul edilen ve Bolkestein Direktifi olarak da bilinen Avrupa Birliği (AB) rekabet kuralları gereğince, plaj kulüplerinin lisansları Ocak 2026'dan itibaren ihaleye çıkarılmaya başlanacak.
Bu durum uzun süre aynı aile tarafından işletilen plaj kulübü işletmelerinde endişe yaratıyor.
İtalyan hükümeti, çeşitli sektörlerde piyasayı serbest bırakarak rekabet gücünü artırmayı amaçlayan direktife uymakta gecikti.
Yeni yasanın etkilerine tepki olarak bazı plaj kulübü sahipleri greve giderken, bazı işletmeler ise ruhsatlarını kaybetme tehlikesini azaltmak için birleşme kararı aldı.
'Nesilden nesile aktarılan yaşam tarzı'
Kendisi de bir plaj kulübü işletmecisi olan Marco Lepre, Roma'ya arabayla bir saat uzaklıktaki Fiumincino'nun iki kilometrelik sahil şeridi boyunca uzanan 11 işletme sahibini temsil eden bir grup kurdu.
Lepre, "Bu girişim ile bir iş ağı olarak bütün becerilerimizi kullanarak kaçırılmaması gereken ihalelere katılmayı amaçlıyoruz. Fikrimiz, yerel belediyenin öne çıkmasını sağlayacak projeleri paylaşarak en yüksek puanı almak," dedi.
İtalya'da sektörün çalışma şeklinin diğer AB üyesi ülkelerden çok farklı olduğunu, çünkü sektörde aile şirketlerinin hakim olduğunu belirten Lepre, "[Aileler] kaynaklara yatırım yaptılar ve nesilden nesile aktarılan bir yaşam tarzı yarattılar," dedi.
Turizm sektörü ülkenin toplam gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 6'sını oluşturmasından dolayı plaj kulüpleri İtalya ekonomisi üzerinde önemli bir rol oynuyor.
İtalya'da Danıştay, geçtiğimiz günlerde imtiyazların otomatik olarak yenilenemeyeceğine hükmetti ve Avrupa Komisyonu tarafından 2020 yılında başlatılan ihlal prosedürünün etkilerini arttırdı.
İtalya'daki bazı meslek örgütleri, hükümetin anlaşmazlığı çözme çabalarına güvenmeye karar verdi.
Sahil işçilerinin meslek örgütü olan Federbalneari Italia Derneği Başkanı Marco Maurelli Euronews'e yaptığı açıklamada "Grev yapmamaya karar verdik çünkü ilgili tüm aktörlerle aynı masaya oturmanın ve bir reform üzerinde birlikte çalışmanın daha iyi olacağına inanıyoruz" dedi.
Maurelli, "Biz her türlü senaryoya hazırız. Hükümetin bu çok karmaşık ve yorucu müzakerelerde Avrupa Komisyonu ile irtibat kurarken üzerine düşeni yapacağını umuyoruz" dedi.
İktidara güven duyduklarını söyleyen Maurelli, "[Giorgia] Meloni hükümeti, Avrupa Komisyonu ile bir reform müzakeresi yapmak üzere resmi bir belge hazırladı. Bu 15 yıldır ilk kez yapılıyor ve hükümetin attığı adımlara güveniyoruz" diye konuştu.
"Bu Meloni hükümetiyle başlayan bir sorun değil"
Avrupa Politika Merkezi adlı düşünce kuruluşunun başkanı Elonora Poli'nin Euronews'e yaptığı açıklamaya göre İtalya'daki plajlar devlete ait ve bölgeler ya da belediyeler gibi yerel otoriteler tarafından tahsis edilen imtiyazlar yoluyla kar amaçlı olarak yönetilebiliyor.
Elonora Poli, "Ancak zaman daralıyor. Böylesine muğlak bir yasal çerçeve varken, ulusal bir yasaya sahip olmamanın İtalya için sonuçları oldukça önemli olacaktır. İtalya çok yüksek para cezaları ile karşı karşıya kalabilir" dedi.
Bu sorunun ülkede uzun yıllardır devam ettiğini belirten Poli, "Bu Meloni hükümetiyle başlayan bir sorun değil, ülkenin yıllardır uğraştığı bir mesele. İmtiyaz tahsislerinin nasıl yenilenmesi gerektiğini belirlemek için ulusal düzeyde kurallara ihtiyaç var. Bu kurallar daha sonra tüm belediyeler ve bölgeler tarafından uygulanmalıdır," diyerek sözlerini tamamladı.