Sürdürülebilir lüksün yeni zirvesini belirleyen Maxx Royal Bodrum, LEED Platinum Sertifikası’na layık görüldü. Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) sisteminin en üst seviyesini temsil eden bu saygın sertifika, ABD Yeşil Bina Konseyi’nin çevresel sorumluluk odaklı tasarım standartlarını karşılayan bir yapı olarak Maxx Royal Bodrum’u sektörde öncü bir konuma taşıyor.

Türkiye’de LEED Platinum seviyesine ulaşan ilk otel olmanın yanı sıra, bu sertifikayı alan en büyük otel projesi olmanın da gururunu yaşayan Maxx Royal Bodrum, bu önemli başarısıyla çevresel duyarlılık ve lüks deneyimi uyum içinde sunma hedefini daha da pekiştirdi.

Projede 67 binanın aynı anda sertifikalandırılması, 101.000 metrekarelik geniş bir alanda sürdürülebilirliğe olan bağlılığı vurguluyor. Maxx Royal Bodrum’da, 59.000 metrekarelik geniş bir yeşil alanı koruyarak; enerji verimliliğini artıran sistemler, su geri dönüşüm teknolojileri ve çevreye duyarlı inşaat teknikleri ile çevresel etkiyi en aza indirmeye odaklanılıyor. Bu uygulamalar ile yalnızca doğaya saygı göstermekle kalınmıyor; aynı zamanda kaynakların verimli kullanımını teşvik ederek sektöre yeni bir standart getiriliyor.

Maxx Royal Bodrum projesinin geliştirilme sürecinde; çevresel sorumluluk, ekonomik sürdürülebilirlik ve insan sağlığını odağa alan kapsamlı bir yaklaşım benimsendi. Enerji izleme, su tasarruflu sistemler ve akıllı kaynak yönetimi gibi ileri teknolojilerle donatılan tesis; misafirlere doğayla uyumlu, benzersiz bir konfor sunarken aynı zamanda ekolojik dengeyi korumayı da başarıyor. Tesisteki her bir teknoloji ve detay, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine uygun olarak seçildi. Çevresel sorumluluk odaklı uygulamaları lüksle birleştirerek sektöre örnek bir misafirperverlik deneyimi yaratmayı amaçlayan Maxx Royal Bodrum, bu prestijli sertifikayla sürdürülebilir turizmdeki liderliğini pekiştiriyor.

Çevresel duyarlılık ile benzersiz misafir deneyimlerinin nasıl bir arada sunulabileceğini gözler önüne seren Maxx Royal Bodrum; sürdürülebilirlik, konfor ve lüksü uyum içinde bir araya getiren yeni bir konaklama anlayışının temellerini atıyor ve turizmde daha sorumlu, çevreye duyarlı bir yaklaşımı mümkün kılıyor.